28 Eylül 2010 Salı

Sami Yen'de Bir Antrenman Maçı


Maça kaptan Belgarath'la birlikte gittik. Kapalı Tribün girişinde büyük sıkıntı -rezillik de denebilir- yaşandı ama bizden daha fazla sıkıntı yaşayanlara da rastladığım için bunu bir sorunmuş gibi buraya yazmak istemiyorum. Ama kişisel fikrim birçok insan maça biletsiz girdi ve Kapalı Üst tıklım tıklım oldu. Yeni Açık ve Eski Açık'a ise taraftar alınmadı, Fenerbahçe taraftarlarına ise küçücük bölüm ayrıldı. E kale arkaları için de bilet satılsaydı 50 liraya rağmen dolmaz mıydı? Büyük kısım dolardı. Biletlerin 50 milyon olması ise ayrı bir skandal ya -çoğu kişi biletsiz girerken- o da ayrı bir yazı konusu. Fenerbahçe Yönetimi bile insafa geldi, lig maçlarını 33 lira yapıyor.

90 dakikaya gelecek olursam... Geçen tahminimi yazmıştım, 3.5 gol üstü olacağına kesin gözüyle bakıyordum ama özellikle ilk yarıda takımların bu kadar hata yapacağını ben de düşünmemiştim. Hatalar ve goller ardı ardına geldi. Kapalı tribünün sağ tarafında, yani ilk yarıda Kasımpaşa'nın hücum yaptığı kaledeydik ve savunma hatalarımızı daha net gördüm. Özellikle Bilica beni hiç şaşırtmadı bu akşam. Selçuk da ilk yarıda ona uydu. Allah'tan Dia günündeydi de, şu an farklı şeyler konuşmuyoruz.

Aykut Kocaman, geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, "Takımımız yavaş oynayan bir takım. Tempo olarak baktığınız zaman belli bir seviyeye zaman zaman çıkabiliyor sadece ve bunun artması gerekiyor. Oynadığımız alan merkeze yakın ve Fenerbahçe gibi ülkenin en büyüğü olan bir takım, rakip alanda oynamaya daha yakın olmalı." demişti. Bugün de bunu uygulamaya çalıştı. Gerçi o bunu muhtemelen "Özer-Emre-Mehmet Topuz" orta sahası ve "Stoch-Niang-Dia" hücum hattı ile uygulamak istiyor ama en azından sezon sonuna kadar bu şekilde devam etmesi gerekli.

Bilica da, Lugano da çabuk değiller ve tek hamleli stoperler. Savunma geride kurulsa geçen seneki gibi, muhtemelen yine çoğu maçta gol yemeyiz veya az gol yeriz. Çünkü Bilica da esasında iyi bir stoper. Ama savunma orta sahaya çok yakın kurulduğunda, Sergen Yalçın deyimiyle sıkıntı oluşuyor. Bugün ilk yarıda savunmayı çok önde kurduk, gerçi zaman zaman Selçuk da Bilica ve Lugano'nun arasına girdi ve 3-5-2/5-3-2 gibiydik. Elimizde 2005 model bir Aurelio-Appiah ikilisi olsa, Bilica ve Lugano'ya rağmen savunmayı önde kurarız tamam. Ama gayretini çok takdir ettiğim Selçuk'la olmuyor.

Aykut Hoca da savunma zaafiyeti yüzünden iyice sinir olmuş olmalı ki, devre arasında 2 değişiklik birden yaptı. Yobo madem oynayabilecek durumdaydı, sakatlığı geçmişti, neden ilk 11'de başlamaz diye sorası geliyor insanın. Ama 6 gol attığımız maçta da, hep destek tam destek sözü verdiğim Aykut Hoca'yı fazla eleştirmek istemiyorum. :)

Başlığa antrenman maçı yazdım, çünkü ilk 24 dakikalık bölümdeki hatalar, verilen açıklar, vasatın üstü 2 Bank Asya takımı arasında oynanan maçta bile yapılmaz. Ersen Martin'in penaltısı nasıl açıklanabilir ki? Bu kadar basit mi yani? Peki 1-0 gerideyken Volkan'ın çalım atmaya kalkması? 4-2'den sonra da oyun iyice koptu, eminim tribündeki Kasımpaşalılar bir an önce bitse de gitsek diye dua etmişlerdir.

Demek istediğim şu ki, 6 gol atmamız önemli, önemsiz demiyorum ama yapılan savunma hataları çok daha önemli benim için. Çünkü Kasımpaşa oyunun büyük bölümünde "yoktu" birkaç futbolcusu haricinde. Çok iyi kadrolara gerek yok, bizi geçen sene Kadıköy'de oynanan seyircisiz maçta 3-1 yenen Kasımpaşa kadrosu bu maçta olsa, sizce oyunun gidişatı ve skor böyle olur muydu? Kasımpaşa'yı her hafta izlemiyorum, bu yüzden kesin tavırlı yorumlar yapmam da doğru olmaz ama Yılmaz Vural takımını güçlendireceğine, sanki bilerek zayıflatmış. Yılmaz Vural'ı sevdiğimden, başarılı olmasını istediğimden söylüyorum. Nerde geçen sene takdir ettiğimiz Kasımpaşa, nerede bugünkü sahada varlığıyla yokluğu belli olmayan takım.

Fenerbahçe oyuncularını ve teknik heyeti kısaca değerlendirerek de yazıyı sonlandırayım.

Aykut Kocaman: Oyunu bu sefer iyi okudu. Zaman zaman düşünceleriyle yaptıkları çelişiyor gibi ama ben doğruyu sonunda bulacağına inanıyorum, en azından inanmak istiyorum.

Volkan: Yediği 2 golde kızmadım ona, elbet gol yiyecek. Arada kötü maçlar da çıkarabilir her başarılı kaleci. Lakin yazıda vurguladığım o çalım olayını çözemedim. Tekniğin süper olur, orada risk alırsın. Ama sen de kendini tanıyorsun, ya orada maç 2-0 olsaydı ve Kasımpaşa tamamen kapansaydı?

Gökhan: Bir ara sol açıkta bile oynadı, her zaman söylediğim gibi o bu takımın Tuncay Şanlı ruhunu yaşatıyor. Gerçi Fenerbahçe'de "harcandığını" düşünüyorum artık, gitse Milan'da vs. oynasa da izlesek...

Lugano: Senelerdir izlediğim Lugano'yu da çözdüğümü düşünüyorum. Hani "maç seçme" sorunu var deniyor ya Fenerbahçeli futbolcuların, bu aslında Lugano'da konsantrasyon sorunu olarak nüksediyor. Lugano'yu oynat Galatasaray'a, Beşiktaş'a karşı, belki hatasız oynar, maçın adamı olur, üstüne de golünü yazar. Ama bu tarz zayıf rakiplere karşı "nasılsa kazanırız" düşüncesinden midir bilemiyorum, yeteri kadar konsantre ve motive olamıyor. Bu umursamamazlık, maçı takmamazlık falan değil. Bugün de ilk yarı boyunca Lugano'yu gördüğümde aklımdan bu geçti...

Bilica: Kapanan, savunmayı geriye kuran ve uzun toplarla ileriye çıkmaya çalışan bir takıma gönderelim Bilica'yı, eminim Sivas'taki gibi yine başarılı olacaktır. Ama Aykut Kocaman'ın oyun planında yeri yok. Selçuk'la birlikte ilk 45 dakikada beni en çok sinir eden futbolcuydu.

Andre Santos: Şu sevgili bende de olsa, belki ben de maçı falan düşünmem, nasıl olsa milyon euro'lar hesabıma yatıyor. Gökhan Gönül'lü bir takımın sol beki olamaz. Alex'in bölgesinde bile oynasa daha yararlı olur şu an sol bekte oynadığından (ironi falan yok).

Mehmet Topuz: 4-4-1-1'in sağ önünde hala olmadı... Olmasını bekliyorum/bekliyoruz. Bugün ara ara kalitesini gösterdi ama çok beğendiğimi söyleyemem. Onun da sorunu liderlik. Kayseri'de liderdi, burada takım içi önem sıralamasında ilk 5'e bile giremiyor. Bu bazı oyuncular için normalden daha fazla önemlidir, Alex-Emre vs. varken üstelik sağ çizgiye hapsolmuşken -sık sık içeriye girdiği için o bölgede de sıkıntı oluyor- istenileni veremeyecek gibi. Ümit işte...

Emre: Bölüm bölüm muhteşem oynadı. Emre'den hep böyle hücuma katkı bekliyoruz ama önemli olan bunu daha güçlü takımlara karşı yapıp yapamayacağı... Takımın en iyilerindendi, Dia'dan sonra 2. sıraya da koyabilirim.

Selçuk: O da Yunan sevgilisinden ayrılsa üzülmem, sevinirim bile. Yazı içinde yeterince bahsettim zaten Selçuk'tan.

Dia: Maçın adamı. Tartışmam. Anelka'nın şov yaptığı Beşiktaş maçını gözümün önüne getirdi. Hep böyle oynarsa formayı ondan kimse alamaz. Ama ikinci yarı yoruldu gibi, sol çizgide 2 kez topu kontrol edemedi.

Alex: Alex'i ne kadar sevdiğimi herkes bilir. Yalnız unutmayalım ki Alex 27 yaşında değil ve ondan o zamanki gibi oynamasını beklememeliyiz. İnsafsızlık olur bu. Alex her maç 1 gol veya asist demek, bu yüzden oynayıp oynamamasını tartışmam ama Alex'in sahada fazla koşmadığını görebiliyorum. Ben buna katlanırım ama özellikle bu akşam 2. yarı enerjisini "iyice" ekonomik kullanan Alex'i de gördükten sonra Aykut Kocaman onu zaman zaman oyundan alırsa veya sonradan oyuna sokarsa, anlayışla karşılarım. Unutmayalım ki, hiç kimseyi beğenmeyen Sergen, 34 yaşındayken -yani Alex'ten sadece 1 yaş büyükken- Şekerspor'da oynuyordu.

Niang: Onu izlemek büyük keyif. Kaliteli futbolcu hemen belli olur ya, Niang'ın ne kadar iyi bir futbolcu olduğunu görmek için de futbol uzmanı olmaya gerek yok. Bugün gerçi attığı 2 gol boş kaleyeydi, keşke onları atacağına geçen hafta Beşiktaş'a atsaydı ama Güiza'dan sonra Drogba etkisi yarattı.

Yobo: Kötü değildi, ama bu 45 dakikası hakkında bir şey söylemek istemiyorum. Süre, sabır...

Caner: Aykut Kocaman genç oyunculara şans vermeyi seviyor, Caner de bu şansı iyi kullanmalı Andre Santos "havalardayken". Gün geçtikçe daha iyi oynayacağını düşünüyorum. Ama sağ bek büyük insan Gökhan Gönül'ken, benim sol bekim formda bir Hakan Balta'dır.

Stoch: Neden yedek kaldığını herkes merak ediyor. Benim takımımda banko 11 oynar ama Dia bugün şansını çok iyi kullandı. Çok çalışması gerekecek. Top kayıpları yaptı oyuna yeni girmesine rağmen.

1 yorum:

  1. Aykut Kocaman'ın bu sene yaptığı transfeler, önceki yıllara göre maliyet ve kalite açısından çok başarılı.
    Dia, Stoch ve Niang hücum anlamında Fenerbahçe'ye çok büyük katkılar yapabilirler ve görev aldıkları maçlarda yapıyorlar. Ancak anlaşılmaz bir şekilde geçen sene takıma önemli katkılar yapan oyuncular kötü performans sergiliyorlar.
    Geçen senenin büyük bölümünde bazı dalgalanmalara rağmen takıma katkı yapan Alex ve Blica bu yıl çok kötü oynuyorlar.
    Elbette Alex için yıllar geçiyor ve Bilica'da her zaman hata yapardı, ama bu yıl bunun ötesinde kötüler.
    Ve gelinen nokta, artık Bilica için çok geç. Alex ise 6 haftadır takıma ihanet edicek kadar kötü oynuyor. Geçen senede koşmazdı diyenlere özel olarak söylüyorum. Geçen yılın yarısı kadar oynasa idi, Avrupa'da devam ediyorduk, ligdede ikinci idik.
    Bu oyuncunun geçmişine bakarak onun üstüne Aykut Kocaman'ı eleştirenlere yazoyorum.
    Geçen seneden bir kaç maçta Alex'i izleyin.
    Son 5 yıldaki katkılarını asla unutmayacağız, ama bu yıl takımımızı sabote ediyor. Çünkü takımımızda onun şimdiki seviyesinin üstünde yıldızlar var. Geçen yılda Emre vardı ancak aldıkları roller çok farklı olduğu için, Emre'den yararlanıyordu. Şimdi Stoch, Niang ve Dia var. Fenerbahçe Alex'in rahatı kaçmasın diye Nobre'lerle devam edemez. Geldi Pier'den bayrağı aldı ve hizmet etti. Şimdi yardımcı ve tamamlayacı rolü kabul eder ve oynar. Yada yarttığı efsaneyi karalar.
    Aykut Kocaman.
    Paranın ve profesyonelliğin ötesinde,
    bizim gibi
    bizim gibi
    bizim gibi
    Fenerbahçeli.
    Dia 7 milyon euro, Stoch 5.5 milyon Euro, Niang 8 milyon Euro. Komisyonsuz temiz transferler.
    Popülerite ve para için değil,
    samimi ve Fenerbahçe için kararlar.
    Onun adı Aykut Kocaman.
    Kıskananlar, talihsizlikler, sakatlıklar ve yönetim engellemez ise,
    gelecek 5 yıl,
    yıllarca unutulmayacak efsane bir takım,
    efsane bir hoca
    izleyebiliriz.
    Fenerbahçenin bu potansiyeli var.
    Ve artık bu potansiyeli gerçek bir Fenerbahçeli yönetiyor.
    Onun adı Aykut Kocaman.
    Bu böyle biline...
    T.S.

    YanıtlaSil