27 Mayıs 2009 Çarşamba

Kıyamam


Figocan Euro 2004 finali sonrası bu halde. Kupaya bakamıyor bile. İbrahim Erkal'ın bir şarkısı vardır, "Sen aldırma, giderim buralardan, bir pantolon, bir ceket" demek istiyorum kendisine...

Mourinho&Kezman


Mourinho zamanında uyarmış görüldüğü gibi Kezman'ı. Fakat Kezman onu pek dinlememiş anlaşılan. Ne diyor sizce Mourinho ona?

- Bak koçum, bugünlerine dua et, Fenerbahçe ve PSG'de rezil olacaksın, demedi deme!

Bir Penaltı Neler Değiştirir?


Temmuz 1998. 11 yıl olmuş ve Fransa 98, Euro 2000 ile birlikte en sevdiğim turnuva olduğundan, daha dünmüş gibi aklımda bu an. Çeyrek finalde Fransa ile İtalya karşılaşıyor. İtalya, turnuvanın flaş ismi Vieri'nin golüyle Norveç'i, Fransa ise Blanc'ın altın golüyle Paraguay'ı eliyor bir önceki turda. Maç penaltılara gidiyor ve son penaltıyı Luigi Di Biagio kaçırıyor. Sonrası bildik hikaye, Zidane ve saz arkadaşları başarıdan başarıya koşuyor. Eğer Di Biagio bu penaltıyı atsaydı, futbolda çok şey değişecekti belki de... Fotoğraf her şeyi özetliyor zaten.

24 Mayıs 2009 Pazar

Böyle mi Olacaktı?


Evet, sonunda düştü Newcastle United. Hull City'nin Manchester United'a yenilmesine rağmen, onlar da Aston Villa'ya mağlup olunca, Middlesbrough ve West Bromwich Albion ile birlikte bir alt lige düştüler. Shay Given Manchester City'ye verildiğinde anlamıştım aslında ben böyle olacağını. Bilmem kaç milyon pound'a alınan Coloccini, Damien Duff, Nicky Butt, Obafemi Martins, Michael Owen, Alan Smith, Mark Viduka ve Ameobi... Tabii son haftalarda takımın başında olan efsane Alan Shearer'ı unutmamak lazım. Çok büyük ihtimal dağılacaktır bu kadro ve bu kadronun düştüğü unutulmayacaktır uzun zaman...

15 Mayıs 2009 Cuma

Evleniyorlar!

Blogu boşladığımın/boşladığımızın farkındayım. Sözlükte uzun bir süredir yoktum ve acayip bağımlılık yaratan bir yer olan sözlük, beni adeta esir aldı son zamanlarda. Üstüne bir de 24 Nisan tarihine kadar bir kez bile izlemediğim Lost'u izlemeye başladım ve 5. sezonu da bitirmek üzereyim bu günlerde...

Uzatmadan konuya geleyim. Ekşi Sözlük'ün herkesce tanınan, bana göre en iyi yazarlarından biri olan İch evleniyor. Aslında kendisiyle tanışalı çok uzun bir süre olmadı. 9.5-10 aylık bir süredir tanışıyoruz, fakat kısa sürede İch çok sevdiğim bir abim oldu. Gerçi heyecanlıyım, ilk defa annem/babam olmadan bir nikaha gidip, takı merasimine katılacağım. Tabii onlar kadar heyecanlı olamam. Buradan da duyurmak istedim, bir ömür boyu mutluluklar diliyorum ikisine de...

8 Mayıs 2009 Cuma

Fevzi Layiç


Onu çoğunluk hatırlamaz. Fotoyu da Facebook'ta adına kurulan gruptan aldım. 1970 doğumlu. Kariyerinde yükselişi Karabükspor'un 1993/94 sezonu başı 1. Lig'e yükselmesiyle oluyor. Bir sezon 1. Lig'de oynadıktan sonra 2 sezon 2. Lig'de Sakaryaspor forması giyiyor ve 1996/97 sezonu başı Fenerbahçe'ye transfer oluyor. O sezon 7 lig, 2 Türkiye Kupası maçında Fenerbahçe'nin kalesini koruyor. Murat Şahin 3. kaleciydi o sezon. 3 Beşiktaş, 1 Galatasaray maçında görev alıyor. Bir sonraki yıl da Fenerbahçe kadrosunda bulunuyor fakat hiç forma şansı bulamıyor ve Fenerbahçe'den ayrılıyor. Çeşitli ekiplerde oynadıktan sonra şimdi 39 yaşında ve Gaziosmanpaşaspor'un kalesini koruyor.

Kendisiyle ilgili kişisel fikrimi söyleyecek olursam, öyle aşırı derecede yetenekli bir kaleci değildi. Şimdiki adıyla Bank Asya ayarında bir isimdi bana göre. Fenerbahçe'ye transfer olarak da kariyer zirvesini yaptı.

7 Mayıs 2009 Perşembe

Yazık Oldu


Bana kimse şimdi hikaye anlatmasın. Tur Chelsea'nin hakkıydı. Hiddink ve ekibi 180 dakikada çok iyi iş çıkardı. Barcelona Henry'nin yokluğunda tökezledi. Real Madrid'e deplasmanda 6 gol atan takımın Chelsea'ye 2 maçta attığı gol sayısı 1. O da 93. dakikada... Chelsea'de en beğendiğim isim Bosingwa'ydı. Ballack ve Lampard beklenileni veremedi. Barcelona cephesinde ise, özellikle Yaya Toure çok iyiydi. Onun dışında Sabri Sarıoğlu muamelesi gören Victor Valdes, İniesta, Xavi gibi isimler de bayağı iyilerdi. Eto'o, Messi (son dakikada verdiği pas haricinde), Dani Alves yokları oynadı. Hiddink, Messi nasıl etkisiz hale getirilirin dersini verdi dün akşam. Bu sene gösterdiği performansa baktığımızda Barcelona finali hatta kupayı haketti şimdiden. Fakat 180 dakikaya baktığımızda, Chelsea'ye yazık oldu. Hakemlerle ilgili konuşmayı sevmiyorum ama biraz daha dikkatli olsa tur şimdi Chelsea'deydi...

3 Mayıs 2009 Pazar

İt's a Wonderful Life


İzlemeyen kalmış mıdır bilmiyorum ama, izlemediyseniz eğer, ilk işiniz bir şekilde edinip izlemek olmalı. Sorunlarınız varsa ve bunları nasıl aşacağınızı bilmiyorsanız, bu film ilaç gibi gelecektir. Çekilen en iyi filmlerden biri. Kalbimde yeri ayrıdır. James Stewart amcamızı da analım buradan...